CELASUN Mühendislik
İstanbul'un En Güvenli Yapı ve Yapılaşma Jeofiziği Firması
Depremi Beklemeyin !
0539 592 44 21
0535 260 44 20
Jeofizik Nedir?
Jeofizik ileri derecede bilgisayar ve elektronik ölçüm cihazlarını kullanarak yeraltını görüntüleyen ve özelliklerini belirleyen bilim dalıdır. Kazı, delgi (sondaj) gibi noktasal yöntemlerin aksine, ekonomik olarak büyük alanları hızlıca ölçer ve yer altının görüntüsünü elde eder. İleri derecede bilgisayar ve cihaz kullanımı gerektirdiğinden uzmanlık gerektiren bir meslektir. Jeofizik, sismik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, gravite, radyoaktivite gibi fiziksel özellikleri ölçerek yorumlar. Deprem, yapılaşma, yer altı kaynaklarının (Petrol, Doğalgaz, Jeotermal, Altın, Kömür vb.) aranması, uzay araştırmaları, gezegenlerin iç yapısı, arkeoloji gibi pek çok konu Jeofizik mühendisliğinin çalışma alanıdır. Denizlerimizde başarılı çalışmaları ile bizleri gururlandıran "Oruç Reis" ve "Barbaros Hayrettin Paşa" gemileri halk arasında sıkça kullanılan deyim ile "sismik gemisi" değil, birer Jeofizik Araştırma Gemileridir ve Jeofizik Mühendisleri çalışır. Ülkemizdeki kırık hatlarının (fay hattı) bulunması jeofizik mühendisliğinin konusudur. Bilindiği üzere harita üzerinde çizilen kırık hatları çoğu yerde yüzeyden görülmemektedir. Yüzeyden görülmeyen kırık hatları jeofizik yöntemler ile araştırılarak bulunmuştur.
Depremde Yapılar Neden Göçüyor?
1. Yumuşak kat
2. Kolon-Kiriş bağlantılarının yetersizliği
3. Aşırı çalkalanma (Rezonans)
4. Beton Niteliğinin Düşüklüğü
5. Beton İçeriği, Tuzluluk, Islaklık ve Paslanma
6. Betonun Homojen Olmaması
7. Deprem Perdelerinin Olmaması
8. Kat işleyişi
9. Burulma
10. Yerin Sarsıntıyı Büyütmesi
11. Kırığa Dikey Oturum
12. Yere batma, Yan yatma, Kaykılma
13.Deprem dalgasıyla yapının sıçraması
14. Yerin Sıvılaşması
1. Yumuşak kat Çok katlı bir yapıda, diğer katlara göre daha kolay esneyen ve burkulabilen bir kat varsa buna yumuşak kat denir. Genellikle, giriş katları duvarsız yapılar buna örnek gösterilebilir. Duvarlar yük taşımasalar da yapının esnekliğini azaltırlar. Deprem sırasında yapının esnemesinin tüm katlara eşit olarak dağıtılması gerekir. Diğer katlara göre daha yumuşak olan bir kat varsa en fazla esneme bu katta olacaktır. Özellikle tüm yapının ağırlığını taşıyan giriş kat ve bodrum katların yumuşak olması durumunda alt kat göçer, üst katlar da alt katları ezerek üzerine oturur. 2. Kolon-Kiriş Bağlantılarının Yetersizliği Deprem sırasında en büyük kuvvet kolon-kiriş bağlantılarına gelir. Kolon ve kirişler ucundan birleşik lades kemiği gibidir. Deprem sırasında yapı sallanırken kolon-kiriş bağlantıları da aynı uçlarından tutulup kırılan lades kemiği gibi kırılır. Bu yüzden, kolon-kiriş bağlantı noktaları demir sargı sıklaştırmalarıyla desteklenmelidir. 3. Rezonans (Aşırı Çalkalanma) Rezonans bağımsız iki hareketin uyumu ile hareketin güçlenmesidir. Örneğin, aynı anda şarkının aynı yerini söyleyen iki kişinin sesleri rezonansa girer ve güçlü bir etki yaratır. Üç kişi ip atlarken, ipi tutan iki kişi kollarını aynı anda uyumla salladıklarında ip rezonansa girerek maksimum yüksekliğine ulaşır ve atlayan kişinin üstünden geçer. Kaçınmak istediğimiz bu uyum deprem sarsıntısı sırasında jeofizik incelemesi yetersiz yerde ve bilinçsiz yapılar arasında da yaşanabilir. Aynı salıncaktaki birini sallar gibi yer yapıyı sallamaya başlar. Nasıl ki salıncak geliş gidişine uyumlu itilirse daha yükseğe tırmanır aynı şekilde yapı da daha fazla yana yatar. Yapı ne kadar yana yatarsa o kadar tehlikeye girer çünkü esnemesi yetersiz geldiği yerde kırılarak göçer veya demir ve beton yorularak kopar. 4. Beton Niteliğinin Düşüklüğü Beton niteliğinin durağan yapının ağırlığını taşıması yeterli değildir. Deprem sırasında hareket eden yapının ağırlığını da taşıyabilmesi gerekir. Bu nedenle Düşük dayanımlı betonlar kullanılmamalıdır. 5. Beton İçeriği, Tuzluluk, Islaklık ve Paslanma Beton içeriği hem betonun dayanımına hem de demirlerin paslanmasında büyük öneme sahiptir. İçeriği kötü bir beton yapıldığı zamanki dayanımını zamanla kaybeder ve paslanma ile demirleri çürüterek yapının ömrünü azaltır. 6. Betonun Homojen Olmaması Sağlam bir beton oluşabilmesi için çimentonun kalıp içine dökülürken içinde boşluk kalmamalı ve çimento karışımı homojen olmalıdır. Her yerde aynı dayanımda olmayan beton deprem sırasında yalnızca en zayıf noktası kadar güçlü olacaktır. 7. Deprem Perdelerinin Olmaması Yapıda iki yönlü olarak ve temelden çatıya kadar devam eden deprem perdeleri olmalıdır. Perdeler kolonlara göre sarsıntıda kopmaya karşı daha dayanıklıdır ve yapıyı da sarsıntıya karşı dayanıklı hale getirir. 8. Kat İşleyişi Yapıda tasarımında kolonların kirişlerden daha güçlü diğer bir deyişle kirişlerin kolonlardan daha zayıf olması gerekir. Bunun sebebi sarsıntı sırasında en fazla esnemenin kirişlerde olmasının istenmesidir. Olası bir kırılma durumunda kolonlar yerine kirişlerin yıkılması yapının göçmesinin önüne geçer. 9. Burulma Yapının ağırlık merkezi ile katılık merkezinin çakışması gereklidir. Diğer bir değişle yapı düzgün bir geometrik şekil ve iki yönde simetrik olmalıdır. Çakışmadığı durumda, yapıyı vuran depreme karşı, yapı ayrı yönde bir direnç göstererek yapının burulmasına, dönmesine ve kıvrılmasına neden olur, sonunda yapı göçer. 10.Yerin Sarsıntıyı Büyütmesi Gevşek yerler sarsıntıyı büyütürler. Örneğin, elinizin üstünde sert bir kitapla çay taşırsanız, çay dökülmeden taşınır. Kitap yerine yumuşak bir yastık üstünde taşımaya çalışırsanız çay hemen devrilecektir. Bunun sebebi gevşek katmanın titreşimi büyüterek üst yapıya iletmesidir. Özellikle büyük bir depremde yerin de bu sarsıntıyı büyütücü yöndeki davranışı oldukça olumsuzdur. 11. Kırığa Dikey Oturum Özellikle bir kenarı ince yapıların, ince kenarlarından kırık doğrultusuna dik oturmamaları gerekir. Deprem sırasında en büyük ivme kırık doğrultusunda gelir. Yapının daha dengeli olan uzun kenarıyla bu kuvveti karşılaması beklenir. 12.Yere Batma, Yan Yatma, Kaykılma Temel derinliğinin yeterli olmadığı, temel tipinin radye olmadığı yapılarda yerin gevşek olması ile birlikte deprem sırasında yapıda yere batma, yan yatma ve kaykılmalar olabilir. Yapının düz bir şekilde durması, statik dengesi bakımından çok önemlidir. 13.Deprem Dalgasıyla Yapının Sıçraması Deprem sırasında yapı sadece sağa sola doğru sallanmaz aynı zamanda zıplar ve burkulur. Zıplayan yapının ağırlığını taşıyabilmesi için beton dayanımın buna yeterli olması gerekir. 14.Yerin Sıvılaşması Sıvılaşma terimi deprem sarsıntısı sırasında ağırlık taşıma gücünü kaybeden yer(zemin) için kullanılır. Örneğin, toprak futbol sahalarında top oynarken yer serttir hatta düşünce dizde çizilmeler olur. Yağmurdan sonra ise toprak saha basınca battığı için üstünde yürümesi güçleşir. Aynı bu şekilde yer gevşek ve altında ıslaklık varsa, deprem sırasında üstünde duran yapının ağırlığını taşıyamaz, yapı yere batar veya dengesi bozulduğu için göçer.
Aynı Şehirdeki İnsanlar Neden Depremi Farklı Şiddette Hisseder ?
Bunun nedeni yer(zemin) ile yapı arasındaki etkileşimdir. Yer-yapı etkileşimi arttıkça güçlü, azaldıkça zayıf şiddette hissedilir. Yer gelen deprem sarsıntısını kendi esneklik özelliklerine göre evriştirir ve evriştirdiği bu sarsıntıyı yapıya iletir. Dolayısıyla farklı özellikteki yerler(zeminler) depremin farklı bileşenlerini güçlendirip, zayıflatarak farklı şiddette hissedilmesine neden olur. Aynı zamanda, yapı da kendi esneklik özelliklerine daha yakın olan sarsıntı bileşenlerinden daha fazla etkilenir. Yer ile yapı arasındaki sarsıntı uyumu arttıkça deprem daha şiddetli, uyum azaldıkça daha zayıf hissedilir. Sarsıntı uyumunun en fazla olduğu duruma Rezonans durumu denir.
Eski Yapıların Bazıları Depremde Yıkılmazken Yeni Yapılar Nasıl Yıkılır ?
Deprem aslında yerin sarsılmasıdır. Sağlıklı bir yapı sarsılmıyorsa yıkılmaz. Aynı şekilde ne kadar az sarsılıyorsa o kadar az kuvvetle karşılaşacağından, doğru yerde yapılmış içinde demir olmayan tarihi yığma yapılar bile birçok deprem geçirip ayakta kalabilir. Dolayısıyla sağlam yerde yapılmamış, yeterli temel derinliği ve mühendislik şartlarını sağlamayan yapılar yeni de olsa yıkılabilir.
Eski Yapıların Hepsi Depremde Yıkılacak Mı?
Günümüzde sıklıkla karşılaştığımız sorun 2007 öncesi yapıların güncel deprem yönetmeliği koşullarını sağlar nitelikte olmamasıdır. Bunun sonucu olarak da birçok yapının sadece yapıldığı yıla bakarak çürük olarak değerlendirilmesidir. Bu yaklaşım mühendislik ilkelerine uygun değildir. Kaldı ki, yönetmelikler yenilense de temelindeki matematik yeni icat edilmedi. Özellikle çok eski ve tarihi yapıların hala ayakta olduğu göz önüne alınırsa, doğru yerde ve mühendislik ilkelerine uygun yapılmış, sağlıklı yapıların depremde yıkılması beklenmez.
Yer Depremin Etkisini Büyütür Mü?
Gevşek yerler gelen deprem dalgalarını büyütür. Örneğin, depremin olduğu yere yakın olan yerdeki yapılar yıkılmazken, depremden çok daha uzak yerdeki ama gevşek yerin üzerinde duran yapılar yıkılır. Bu durum her yerin yapılaşmaya açılmaması ve jeofizik yer incelemesinin önemi göstermektedir.
Yapıda Kullanışlılık ve Karlılık Deprem Güvenliğinin Önüne Mi Geçiyor?
Ülkemizdeki çoğu yapının bodrum katı yok veya yetersizdir, olanların ise çevresi perde beton ile örülü değildir, pencereli ve konut olarak kullanılmaktadır. Buna ek olarak, giriş katlar genellikle dükkan veya otopark olarak kullanılmak için duvarsız bırakılmaktadır. Deprem sırasında yapıya en fazla kuvvetin geldiği ve yapıda en çok ağırlığı taşıyan katlar bodrum ve giriş katlarıdır. Bu katların duvarsız ve diğer katlara göre yumuşak, kolay burkulabilir olması depremde alt katların ezilerek üst katların göçmesine neden olmaktadır. Bu durumda gereken yapının bodrum katlarının yeterli olması ve en alttan en üste kadar duvarların aynı özellikte devam etmesidir.
Güçlendirme Yöntemleri Nelerdir?
Geleneksel Güçlendirme-Karbon Elyaf Sargılar- Sismik İzolatör (Sarsım Sönümleyici) Geleneksel Güçlendirme Yapının betonarme elemanlarını, demir ile güçlendirmeye dayanır. Yapının içine deprem perdesi yapılır. Genellikle araları tuğla duvar olan iki dikme arasına, demir döşenir. Döşenen demir, kirişlerde açılan deliklere özel yapıştırıcı ile birleştirilir ve yapının yüksekliği boyunca devam eder. Yapılan perde, yapının kolonlarına gelen deprem yüklerini azaltarak, yapıyı dayanıklı hale getirir. Ancak yapının beton ile demir niteliğini değiştirmez ve bunların durumuna göre yapılan işin maliyeti değişiklik gösterir. Karbon Elyaf Sargılar Yapının taşıyıcı elemanlarının (kolon-kiriş-perde vb.) üstüne sarılıp yapıştırılarak, dayanıklılığı arttırır. Uygulama için kolon ile kirişler sıyrılır, kolonların çevresine karbon elyaf sarılır. Hafif ve uygulaması kolay ancak geleneksel yöntemlere göre biraz daha pahalıdır. Karbon elyafın sadece kendi başına çözüm olabilmesi yapının beton ile demir niteliğinin belirli bir seviyenin üstünde olmasına bağlıdır. Eğer yapının beton ile demir niteliği uygun değilse tek başına karbon elyaf uygulaması tavsiye edilmez geleneksel yöntemlerle desteklenmelidir. Sismik İzolatörler Deprem sırasında sarsıntıyı azaltarak, yapı elemanlarına (kolon-kiriş) gelen yatay yükü azaltır. Böylelikle yapının taşıyıcı elemanlarını güçlendirerek değil, gelen deprem kuvvetlerini azaltarak yapı korunmuş olur. Sismik izolatörlerin kauçuk, kurşunlu ve sürtünmeli çeşitleri vardır, bunlardan kauçuk olan daha pahalıdır. İzolatörler yapı için özel olarak üretilir ve her kolonun altına gelecek şekilde yapının tabanına yerleştirilir. Uygulama için yapının tesisat sistemleri de ona göre ayarlanmış olmalıdır.
CELASUN Mühendislik
İstanbul'un En Güvenli Yapı ve Yapılaşma Jeofiziği Firması
Depremi Beklemeyin !
Hemen Arayın
0539 592 44 21
0535 260 44 20
Şimdi Tam Zamanı, Geç Olmadan Evinize Baktırın